Gurme Magazin

DÜN BUGÜN YARIN --- MUTFAKLARIMZDA MOTİVASYON

Chef Celal Sole
Chef Celal Sole

DÜN BUGÜN YARIN --- MUTFAKLARIMZDA MOTİVASYON

Chef Celal Sole
955 Görüntüleme
20 Ağustos 2020 01:42
Son Güncelleme: 20 Ağustos 2020 01:42

Motivasyon! Birçok insanın her daim içinde hissettiği ama çok az insanın bunu uygulayabildiği bir davranma sürecidir.

Pandemi sürecini de eklersek tüm sektörlerin ciddi motivasyona ihtiyacı var. Bunun yanında yılın neredeyse yarı sürecinde işsizlik çeken turizm çalışanlarının üzerine insanlığın en büyük sınavlarından olan covid19 eklenince ekstra bir motivasyona ihtiyaçları bulunmakta. Alanımız turizm olduğundan dolayı turizm çalışanlarını belirttim ama bunun yanında tabi ki de en büyük motivasyon ihtiyacı kanatsız meleklerimiz olan sağlıkçılarımız, bu sayede onlara sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim…

Şu sıralar turizmin hareketlenmesini varsayarsak işbaşı yapan personel sizce nasıl? Motivasyonlu mu? Ya da sadece ‘’kaç aydır işsizim iyi kötü bir iş buldum çalışayım’’ kafasında mı?

Bana kalırsa uzun süredir evde olmanın vermiş olduğu psikoloji ile ciddi bir özgürlük,covid19 ‘u yok sayma, tedbirleri elden bırakmış, iş olsun paramı alayım gerisi boş yapısında. Biz yöneticiler olarak bu döngüyü önce kendimizi motive ederek değiştirmeliyiz. Bir anlamda yöneticinin başarısı, bireyleri motive edebilmesine bağlıdır. Çünkü motivasyon, yöneticinin kullanacağı etkin bir araçtır. Bu bağlamda modern yönetim araçlarından birisi de motivasyondur. Motivasyon süreci ile bireylerin fiziki, zihinsel ve ruhsal güçlerinin çok daha fazlasını üretim sürecine katmaları mümkündür. Diğer bir deyimle motivasyon personelden daha fazla yararlanmada çok önemli bir araçtır. Bu durumda biz yöneticiler olarak iş görenleri neyin motive edebileceğini araştırmamız, gözlemlememiz gerekmektedir.

‘’Diğerlerinden daha akıllı olmak zorunda değiliz ama diğerlerinden daha disiplinli olmak zorundayız’’

Bazen bir ‘’günaydın’’, bazen bir ‘’nasılsın?’’ sorusunu sormak, bazen yanınıza geldiklerinde onları sabırla ve çözüm odaklı dinlemek bile yeterli olabilmekte esasen. Departmanların her vardiya değişiminde yapılan toplantılar bana kalırsa genel sorunlar, çözümler ve motive edilebilirliği yüksek olan konuşmalar olmalı yeri gelince soru cevap halinde belki de sadece’’ bugün nasılsınız?’’ diye olan buluşmaları içermeli. Sonuçta onları yeni iş günlerine hazırladığımızda biz neye hazırsak onlarda bizim için hazır olacaklar. Bir bakıma personelin bizler için önemli olduğunu hissettirmemiz gerekmektedir. Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bileni anlar ve onun değerini bilenin yanında kıymetlidir.

Bir olabilmek, birlik olabilmek. Yöneticilerin mutfaklarda ki günü nasıl başlamalı? Kendimden örnek verecek olursam, mutfağıma sabah girdiğim de kazan yıkamada ki bulaşıkçı kardeşimizi de unutmadan tüm bölümleri dolaşarak emekçi arkadaşlarımı selamlarım ve mutsuz ya da kafası dalgın olduğunu fark ettiğim kimler var ise espriler yaparak onların işe daha da çok adapte olmasını sağlarım. Ki bunu kendim gibi sous şeflerimden ve bağlı bulundukları bölüm şeflerinden de ister, personelleri ile sürekli temas halinde olmalarını sağlarım. Çalıştığım mutfaklar da hiyerarşik düzenin en üst düzeyde uygulanmasını ister ve tüm şeflerinde bağlı oldukları ekip arkadaşlarının her türlü sıkıntılarıyla ilgilenmelerini ve bunun takibini bizzat yaparım. Toplantılarımda aile olabilmeyi ve bunun gereksinimlerini yaşar ve yaşatırım. Emekçi arkadaşlarımızın her türlü özel hayatlarındaki mutlu oldukları mutsuz oldukları ve maddi manevi yardıma ihtiyacı oldukları her an da yanlarında olmaya çalışırız.

UNUTMA! Bir şeyin yapılamaz olduğunu düşünerek UYURSAK, başkasının o şeyi yaparken çıkardığı gürültü ile UYANIRIZ…

  Olayın birde dış motivasyonu var. ‘’ Nedir o?’’ dersek örneğin ödüller, kupalar, teşekkür belgeleri… İnsanlar soyut olaylardan ziyade bazen ellerinde somut materyal isteyebilir ki bu dönemde ciddi anlamda gözle görülen elle tutulan motivasyon iş görenleri ciddi anlamda motive edebilmekte. Çünkü olay zincirleme, iş yerinde aldığı bir belge ile evine gitmesi bunca işsizlik döneminden sonra ailesi ve kendisi için gurur verici olabilmekte.

 

 

Bakın İNSAN hayatına dokunmak aslında ne kadar kolay!

Çünkü parasızlıktan, açlıktan, susuzluktan daha ağır bir durum varsa bana kalırsa takdir edilmemektir! Ve en çok duyduğumuz ‘bari en azından ya güzel olmuş, teşekkür et değil mi?’’ cümlesidir bu hayatta…

Ama bir teşekkürü almak kolay değildir, kişinin üslubu, duruşu, sergilediği tavır bunun gibi sayabileceğimiz birçok faktör eksik olabildiğinde işler çok farklı noktalara gitmektedir.

SONUÇTA DURMADIĞIMIZ SÜRECE HIZLI YA DA YAVAŞ GİTTİĞİMİZİN BİR ÖNEMİ YOK!

Olayın birde diğer yüzü var. Kimi insan motivasyonu almaz belki de motivasyonunu karşı bireyden, pozitif olaylardan değil de acı çekmekten alır.

Nasıl mı?’’ Ya bana da olursa!’’, ‘’ya benim başıma da gelirse!’’, ‘’ya başaramazsam !’’diyerek kaygılar içinde kaybolup kendini anksiyete havuzuna atar ve PES EDER! Ona göre bu acıdan beslenen motive olurken bu durumda biz yönetimsel olarak bile çaresiz kalabiliriz o noktada bireylerin psikolojik destek almalarını sağlayarak onları hayata kazandırmalıyız. Çünkü insanların en büyük zayıflığı pes etmektir ve personellere başarılı olmanın en keskin kuralının her zaman bir kez daha denemek olduğunu ifade etmeliyiz. Gerek konuşarak, gerek uygulayarak, gerek yolda destekli ilerleyerek.

Hangi iş kolunda olursak olalım her karakterin farklı olduğunu asla kulak ardı etmemeliyiz onları bir uyum içinde kalabilmeleri adına ve işleyişin sorunsuz devam edebilmesi adına gereken ne ise yapılmalı. Mutfakları ele alalım, mutfağı insan vücudu olarak görelim! Bir organ zarar görürse diğer organ etkilenir ve zincirleme gider ve sonuçları ağır olabilir. Olay sadece personelin bizlerle geçirdiği 8 -10 saat değil sonrası da önemli, ailesinden çok kimi zaman bizleri görmekte. Günü nasıl kapatırsa eve de o yansımaktadır. Çok az insan ev iş ayrımını yapar ki bana kalırsa öyle insanlar bu hayatta elmalarla armutları ayırt edebilen insanlardır ama bizim toplumsal yapımızda akşam evimize gittiğimizde yüzümüzden her şeyi ifade edebilme gibi bir özelliğimiz var J

O yüzden insanlara gülümseme bırakın!

Mutfak insanı her gün o üniformayı giydiğinde yeniden doğar küllerinden. Bir gün önce ne yaşadığı ağır etkenli değilse dünü dünde bırakır YARIN’A taşımaz ve BUGÜN’Ü yaşar. Profesyonellik stajyerlikte de aşçıbaşılıkta da bunu gerektirir.

MUTFAK Çalışanı Bıçağına Kin bulaştırmaz!

Hata yapmaktan asla korkmamalarını ifade etmekte motiveye dâhildir…

Hata üzerine hata yapmak ve bu yolda doğruya ulaşmak Başarıyı getirir.

Saygılar

Chef Celal SOLE

 

Yorum Yazın